Diğer sevgiler ya sevgi değildir, ya da gerçek sevginin alt başlıklarıdır. Sevebildiğimiz kadar ve sevgimizin etkilediği alan kadar varız. Sevginin temelindeki ahlaki değerleri anlayabildiğimiz kadar uyguluyorsak sevgimizin etkilediği bir bilinç ve hizmet alanı meydana gelir. Bu günlük yaşama eylem olarak yansır, fizik ötesi enerji alanlarında benzerleriyle birleşerek güçlenir.
“Yerde ne varsa gökte de o vardır” özdeyişini düşünelim. Varlıklar hem fizik âlemde hem fizik ötesi âlemlerde varlıklarını sürdürürler. Sevgi bilinci yeri geldikçe o âlemleri hissetmemizi sağlar. Bu demektir ki buradaki düşüncelerimiz, duygularımız, eylemlerimiz fizik ötesi âlemlerde de enerji olarak var olur.
Dünyamızdaki insanların durumunu düşünelim. Teknik konularda güçlü olan devletler, dünyadaki zenginliklerden daha fazla pay almak için geri kalmış ülkelere neler yapıyorlar? Bu güçlü ülkeler arasındaki sömürü rekabeti kendi aralarındaki ilişkileri de ahlak dışı, yoz politikalara çeviriyor. Hepsi elindekini kaptırmamak ama başkasındakini kapmak için her an tetikte. Ve bütün bu kötülüğe o kadar alışılmış ki, başka türlü olabilir miydi diyen, çok az sayıdaki kişiyi duyan veya yazılan kitapları okuyan yok. Bu durumda, dünyanın ve insanlığın fizik ötesi âlemde nasıl olduğunu tasavvur etmek zor değil. Daha da kötüsü fizik ötesi de aynı şekilde bize dönüş yapıyor.
Fark etmişsinizdir, ülkemiz ve diğer ülkeler devlet olarak, ulus olarak her gün daha sevgi dışı, ahlak dışı ve nefret dolu bir karanlığa doğru gidiyoruz.
Atatürk tüm insanlık için büyük bir fırsattı. Yenisi gelmeyecek. Biz elimizdeki fasafiso işlerle önemsiz, güçsüz, aciz kalmış varlığımızı sevgiyle büyüteceğiz. Doğrulukla, iyilikle, hizmetle, bilgi ile sevgimiz büyüyecek, etki alanımız sevgiye hazır insanları etkileyecek, hızla çoğalacağız. Ülkemizin ve dünyanın yüksek sevgi zihinli insanlara ihtiyacı var. Onlar eyleme geçmeli.
İnanınız ki sevgi tüm karanlıkları, zorlukları yenecek büyük bir güçtür. Sevgi derken günlük yaşamda egonun emrindeki sevgi değil bu. İçinde iyilik, doğruluk, hizmet ve bilgi gibi güçleri barındıran ve dolayısıyla Yüce Âlem’in, O’nun desteğini, yardımını alan bir büyük sevgi! Bu ifadeler, kimilerine gerçekleşmesi mümkün olmayan güzel hayaller gibi gelebilir. Ama unutmayın ki Türkiye Cumhuriyeti o karanlık günlerin içinden bir güneş gibi doğdu o sevgi dolu yüksek zihinli, yüksek ahlaklı insanların sayesinde.