NEDEN BİRLİK OLMALIYIZ
Halim Gürol’un konuşma metninden…
Bugün yine burada bulunuşumuzun, tüm insanlık hedefinde önemli bir yeri olacaktır.
Bu amaç ki; bilinçle, seve seve kat edilecektir. Üst realite bilgileriyle vardığımız güçlerimizde, birlik olmanın zorlukları yenilecektir. Bizlere hizmette başarının ışıklı yolu bu şekilde gözükecektir.
Her hareket ve olayın yanında ebedi bir gerçek yatar. Hadiseler rastgele değildir. Onlara bizler davranışlarımızla yol veririz. İlahi irade, bulunduğumuz her durumu bir sebebe ve o sebebi de fevkalade neticelere çıkarır. Hikmetleri biraz olsun anlamak, arınma yolunda olan gönlün işidir. Zira gönüllerimiz gerçeği, arındıkça bulacaktır.
İnsan tekâmülü ne seviyede bulunursa bulunsun, vazifesini tamamlamak için buradadır. Bu kademede insan, bir çeşit vasıtalık görevi yüklenmiştir. İnsanın bu beklenişinde, kendine güven duygusu onu yanıltabilir. Ama insanların beraber oluşlarında etrafından yansıyan gerçek, hiçbir zaman benlik olamaz. Aksine ayna olur. Onlar kanal olurlar o kişinin tekâmülüne. Bir bir hizmet ederler aslında. Bu sebeptendir ki, insan birbirine yardım gayesiyle yüksek duygular için bir araya getirilmiştir. Bilinmeyen zaman yolculuğu, idraklerin yükselmesiyle artık aydınlanmaya başlamıştır.
Birbirinden uzak kalanlar, kendilerine en büyük kötülüğü yaparlar. İnsanların yücelmesinde gaye, aslında bir olan hedeflerinin doğru alınması içindir. Çünkü insan yalnızlığında tekâmülü için gerekli plânı da yavaşlatır. Hangi insan vardır ki, kurtuluş için tek başına rol oynayabilsin. Olgun insan selâmet için yol bulmuşsa, kardeşini de yanında isteyecektir.
Beraber bulunmadıkça, paylaşıp dağıtmadıkça insan yapayalnızdır. Yalnızlıkta bir çeşit mahkûmiyet bulunmaktadır. Görmekten yoksun kalmaktır. Bir Ulu haberci “Ey birbirleri için var olanlar, siz birbirinizi gerçekten tanıdıkça O’ndan bileceksiniz. O’nu bilmek, karanlıktan kurtulmaktır” buyurmuştur.
İçinde bulunduğumuz devre, ağır sınanmalar zamanıdır. İnsan bu sınanmaların sonucunu kazanca çevirdikçe, bulacak ve kurtaracaktır. Kendini kurtaramayan, kardeşini kurtarmada rol oynayamaz. Dünya laboratuvarı, bizler için gerekli deneyime kâfi gelebilecek bir ortamdır. Bu sebeple yaşadığımız şu düzeni asla yersiz bulmayalım. İhtiyacımız neyse o verilmiştir. Ne biraz fazla ne de eksik bir bulunuş olamaz. Üstelik İlâhi yasalar her an değişmesi gereken planlarımıza yön verebilecek kudrettedir.
Sahip olduğumuz güçlerimizi bilerek, zorluklara göğüs germeyi ve sebat etmeyi öğrenmeliyiz. İnsan esas önünde, varlığının yüceliği sebebiyle sorumludur. İşte bundan ötürü bu ağır vazife insana yüklenmiştir.
Şimdi burada bizler, bir mânâ gücü bulmaktayız. Gönül gözlerimizi açarak, bu zamanda bize tebliğ edilenin duyuşundayız. Artık duyurmak zamanı olan bilgiler, ait olduğu yerlere bildirilmektedir. Çağrılar hazır olanlara açık bulunmaktadır. Zamanın en büyük hikmeti, birlik olmayı başarabilmektir. Bunu başarmak, yalnızca vazifeyi kolay ve güçlü etmek değil; aynı zamanda gerçeğin, şimdi bilinmeyen nimetlerinden de tatmak ve çağın realitesini işlemek olacaktır.
İşte bu, O’nun tüm insanlığa açık olan, Üstün İnsanlık Mekanizmasındaki hizmet sorumluluğudur. Bilmek, bildirmek, birlik olmak.