YAŞAMI DEĞERLENDİRMEK NEDİR?
Her varlık bir hizmet için vardır. İnsan dışında her varlık bilinçli veya bilinçsiz var oluşa hizmetini tam olarak yerine getirir. İnsana ise hizmet görevi bildirilmiş ancak bu görevi gönülce yapması beklenmiştir. Bu hem bir emirdir, hem zorlama yoktur.
Yaşamı değerlendirmek hizmet etmektir. Bir başkası için, toplumdaki bir sorunun çözümü için karşılıksız, gönülce bir hizmet! Veya topluma güzel bir örnek olacak bir iş! Kendin seç. Yapabileceğin bir iş, bir hizmet seç ve onu en mükemmel biçimde yap!
Bunu başarırsak görürüz ki gerçekte kendi gelişimimiz için çalışmışız. Eskiye göre daha güçlü, daha bilgili, daha sevgi dolu olmuşuz. Yaşamımız anlam kazanmış. Sevdiğimiz kadar sevilmiş, saydığımız kadar saygı görmüşüz. Varlığımızın etki alanı genişlemiş. Yeni ve daha büyük hizmetler için güç kazanmışız. Artık aynı amacı paylaşan arkadaşlarımız var! Hizmetin karşılanması için gereken olanaklar sanki kendiliğinden ortaya çıkıyor. Ve yaşam gerçekten değerlendirilmiştir. Bu dünyadan sepetimiz dolu olarak dönüyoruz.
Bu düşünceler çok romantik gelebilir. Ama bunu gerçekleştirmiş insanlar var. Albert Schweitzer’i tanıyor musunuz?
O bir filozof, teolog, müzisyen, aktivist, Nobel sahibi bir doktordu. Avrupalıların Afrikalıları nasıl ezdiklerini öğrenince Afrika’daki hasta insanlara yardım etmek için 30 yaşında tıp fakültesine gitti. Mezuniyetinden sonra Afrika’ya gitti ve orada bir hastane kurdu. Muhteşem bir yaşam sürdü. Albert Schweitzer diyor ki: “İnsan hayatının anlamı hizmet, merhamet ve başkalarına yardım etme arzusudur. İyi bir şey yapın, insanlar sizi örnek alacaktır. Eğer yüzeysel bir hayat yaşarsanız, ruhunuz acı çeker.”
Albert Schweitzer